1 Aralık 2012 Cumartesi

GIYBET ÜÇ ÇEŞİTTİR


• Birincisi gıybet edip de ‘Ben gıybet etmiyorum, onda olanı söylüyorum’ demektir. Bu, fakîh Ebûlleys’in Tenbîhu’l-Gâfilîn isimli kitabında dediği gibi kat'î bir haramı helâl saymaktır.
• İkincisi yapılan gıybet, gıybet edilene ulaşmış ise bu haramdır. Helâllaşmadıkça tevbe tamam olmaz. Çünkü eziyet etmiş, kul hakkı geçmiştir.
Hadîs-i şerîfte “Gıybet zinâdan daha şiddetlidir.” buyuruldu.
‘Nasıl olur?’ denildi, Peygamber Efendimiz (s.a.v.)
‘Bir kimse zinâ eder, sonra tevbe eder, Allah mağfiret buyurur, bağışlar. Gıybet eden ise gıybet edilen bağışlamadıkça mağfıret olunmaz.’ buyurdular.
• Üçüncüsü, gıybet, gıybet edilene ulaşmamış ise, hem kendisine ve hem gıybet ettiği kimseye istiğfar ederek tevbe etmekle afvolunabilir.
Açıkça günah işleyen ve bu yaptıklarının duyulmasından gurur duyan kimsenin gıybetinde vebâl olmaz. Peygamber Efendimiz (s.a.v.);
“Yüzünden hayâ elbisesini (haya perdesini) çıkaran kimsenin (yaptıklarını söylemek) gıybeti olmaz.” buyurmuştur.

Hiç yorum yok: