Her sabah kalkınca şunları yapmalıdır
1- Kalkar kalkmaz Allah-u Teâlâ’yı anmalı.
2- Durumuna uygun şekilde giyinmeli.
3- Abdest almalı. Hep abdestli durmaya çalışmalı.
4- Namazı vaktinde ve noksansız kılmalı.
5- Rızkı Allah-u Teâlâ’nın verdiğine inanıp helalden talep etmeli.
6- Allah-u Teâlâ’nın taksimatına razı olmalı, verdiklerine kanaat etmeli.
7- Allah-u Teâlâ’ya tam tevekkül etmek.
8- Allah-u Teâlâ’nın takdirine razı olarak sabretmeli.
9- Onun verdiği bütün nimetlere şükretmeli. En büyük nimet Müslüman olmaktır.
10- Helalinden kazanıp helalinden yemelidir. (T. Gafilin)
Her sabah; "Kendimin, aile efradımın rızkını helalden kazanıp, kimseye muhtaç olmamak, ibadetlerimi uygun yapabilmek ve insanlığa hizmet edebilmek için işime gidiyorum." diye niyet etmelidir.
Sokakta: Sokağa tükürmek, çöp atmak, geliş geçişe mâni olmak, tiksindirici çirkin şeyler bırakmak, görgüsüzlüktür. İhtiyar, kadın ve hastalara her zaman öncelik verilir. İhtiyaçları varsa yardımcı olunur.
Yürürken: Pek yavaş veya pek hızlı ve büyüklenerek yürümemelidir. Kur’an-ı kerimde, Böbürlenerek yürümek nehyedildi. Yolda, büyük bir zat veya bir âlim ile beraber giden kimse, onun önünden ve solundan değil, sağından yürünür.
Taşıma araçlarında: İnip binerken itişmek, sıra olan yerlerde sırasını beklememek çirkin davranıştır. Gençler; yaşlılara ve hastalara yer verir. Peygamber Efendimiz; Büyüklerini saymayan bizden değildir, buyuruyor. Ecdada layık torunlar olmaya çalışmalıyız.
Alışverişte: İzin almadan satıcının malına dokunulmaz. Malın görünüşünü, kalitesini bozacak şekilde ellenilmez ve bakılmaz. Fiyat konusunda fazla ısrar edilmez. Alınsa da alınmasa da teşekkür edilir. Satıcı müşterisinin memnun olacağı hal ve harekette bulunur. Malını almayanlara kızmaz, darılmaz, aleyhlerine olacak bir sözü arkalarından da söylemez. Alışverişte her iki taraf birbirlerini aldatmaktan uzak durur.
Toplu yerlerde: Düğün, cenaze ve bayramda daha hassas, nazik ve kibar olunur. Yere ve zamana göre uygun tavır takınılır. Cenazede, cenaze sahiplerinin üzüntüsünü paylaşılır, maddî ve mânevî üzerine düşen yardım yapılır, tesellî edici söz ve davranışlarda bulunulur. Yakınlarını kaybedenlere daha yakın davranılır. Düğün ve bayramlarda her zamankinden daha fazla güler yüzlü, neşeli, nazik, ikram edici olmak, büyüklere ve küçüklere uygun hediyeler vermek, gönüllerini ve dualarını almak, görgülerimiz arasındadır. Görgüde, eliyle ve diliyle başkalarını incitmemek esastır.
Komşulukta: İyi geçim, karşılıklı yardımlaşma, dert ve sevinçlerine iştirâk, her karşılaştıklarında selâmlaşma, hal hatır sorma, birbirinden isteklerini imkan ölçüsünde temin etme önemli görgü kurallarındandır. Gürültü, çöp, pislik, rahatsız edici koku ve benzeri şeylerle komşuları rahatsız etmek hiç hoş karşılanmaz. Komşu kadın ve çocuklarına ayrı bir îtinâ, hürmet ve şefkat gösterilir.
Hasta ziyaretinde: Ziyarete yeni elbise ile değil, her gün giydiği elbise ile gitmelidir. Giderken meyve veya çiçek gibi bir hediye götürmek iyi olur. Hastaya bakmayıp, sağa sola veya önüne bakmak uygun olmadığı gibi, devamlı olarak hastanın yüzüne bakmak da uygun değildir. Hastanın yanında asık suratlı durmamalı, güzel şeylerden bahsetmeli, iyileşmesi için duâ etmelidir.
Okulda: İlme son derece büyük önem veren Müslüman, ilim yuvası olan okullardaki görgü üstünde de titizlikle durmuşlardır. Çok kıymetli bir varlık olan öğretmenin sözleri dikkatle dinlenir ve bir şey istediğinde, "Peki efendim" gibi sözlerle cevap verilir. Talebeler arasında birbirine saygısızlık yapılmaz. Kaba hareket yapılmaz. Tahta, sıra, harita gibi ders âletleri tahrip edilmez. Kimsenin bedenî ve rûhî kusurlarıyla alay edilmez, küçük görülmez, tahkir edilmez. Ders içinde ve dışında öğretmenle konuşmada saygılı hareket edilir. Dinimizde öğretmen (hoca) hakkı, ana baba hakkından önce gelir.
Telefonda: Telefon eden, karşı taraf ahizeyi kaldırınca, önce kendini tanıtmalıdır. Karşı tarafın müsait olup olmadığı sorulmalı, şayet müsait ise; Kısa ve öz konuşmalı, dakikalarca sohbet etmemelidir. Her yerde, her zaman, hep nazik ve kibar olmalıdır. Argo ve nahoş konuşmamalıdır.
Konuşurken: Konuşanın sözünü kesmek nezaketsizliktir. Hadis-i şerifte; Arkadaşı konuşurken susmak mürüvvettendir, buyruldu. Mürüvvet; insanlık, yiğitlik, iyilik cömertlik faydalı olmak gibi manalara gelir ki, hallerin en güzeline riayet etmek demektir.
Eve girerken: Evimizden ayrılırken Ayetel Kürsi okumalı, evimize Besmele ile ve İhlas suresini okuyarak girmeliyiz. Sağ ayakla içeriye girip, selam vermeliyiz. Her işe Besmele ile başlamaya alışmalıdır.
Birinin evine girerken, izin istemek gerekir. Kapının zilini çalarak veya seslenerek, izin istemelidir. İzin üç defa olur. Birincisinde ses verilmezse, bir dakika kadar sonra, ikinci defa da ses çıkmazsa, üçüncü defa zile basmalı, yine ses yoksa, dört rekat namaz kılacak kadar bekledikten sonra gitmelidir. Kapı aralanırsa, aradığını sormadan önce, kendini tanıtmalıdır.
12 Temmuz 2008 Cumartesi
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder