6 Eylül 2008 Cumartesi

GIYBET ETMEMEYE SÖZ VERMEYE NE DERSİNİZ?(2)

Zehebi’nin el Kebair isimli eserinde 160’ıncı sayfada bir Nemam/laf taşıyıcıdan bahseder:

Adamın biri köle almak için pazara gider. Kölesini satan adam "Bu kölenin bir ayıbı var, laf taşır" der.

Satın alan adam bunu ayıp kabul etmez ve satın alır.

Bir zaman sonra köle, efendisine gider ve "Efendim, eşiniz sizi aldatıyor. Bu gece gelecek siz uyurken usturayla boğazınızı kesecek" der.

Kadına da gider "Hanım efendim, eşiniz, sizin üzerinize kadın alacak. Boğazından bir kıl getirirseniz ben bu işi hallederim" der.

Adam gece tilki uykusunda iken kadın elinde usturayla gelir ve adamın boğazına yaklaşırken adam, kadının elinden tutar ve usturayı kadının boğazına götürür ve keser.

Kadının kardeşleri gelir adamı öldürür, adamın kardeşleri gelir karşı tarafa saldırır.

"Hasan’i Basri kendisinin gıybetini yapana bal gönderirmiş ve "Sen benim günahımı alarak hafifletiyorsun. Bunun karşılığı sana ikram gerekir" sözünü naklediverdim.

Bugünden başlayarak, bir daha hiçbir kimsenin eksiğini, ayıbını konuşmayacağım, konuşanı dinlemeyeceğim diye bir karar verdikten sonra yaptıklarımız için Allah’tan af dilerken daha önce hakkında konuştuğumuz insanlardan helallık alalım.

Hiç yorum yok: