29 Ekim 2008 Çarşamba

KOMŞULUK HAKKI ÇOK ÖNEMLİDİR

Komşuluk hakkında birkaç atasözü:

Komşu komşunun külüne muhtaçtır.

Ev alma komşu al.

Komşu kimdir? Bu konuda meseleyi dar ve geniş tutanlar, iç içe değişik tariflerde bulunmuşlardır: En yakın kırk ev, her yönden kırk ev, bağırılınca sesin ulaşacağı kadar ev, sabah namazına aynı mescide gelenler, mescitteki ikamet sesini duyan evler... (Kurtubî V/185 vd.) diye belirleyenler olmuştur. Bunların bir kısmı hadislere dayanmakta olsa da anlaşılacağı üzere komşuluk sınırı zamana ve zemine göre esnek bırakılmıştır. Elbette şehirle köy, komşuluk sınırında aynı değildir. O halde bunda en güzel belirleyici örftür. Köy ve şehri ayrı ayrı düşünerek, adet olarak komşu denen evleri komşu diye bilmek, komşu tariflerinin ortalamasıdır.
“Bana ne?”ye hakkımız yok!
Kapısı en yakın olan komşu iyilikte bulunmaya, diğerlerinden daha lâyıktır"(Buhârî, edep 32, suf'a 3) 
"Allah’a ve kıyamete inanan, komşusuna iyilik etsin!" [Buhari]
"Komşusu aç iken tok yatan, [gerçek] mümin değildir." [Buhari]
"Güzel komşuluk et ki, hakiki mümin olasın." [Tirmizi]
"Namaz kılan, oruç tutan, sadaka veren, fakat dili ile komşularını inciten nice kimseler vardır ki, gidecekleri yer Cehennemdir." [Hakim]
"Komşusu kötülüğünden emin olmayan kimse, [kâmil] mümin değildir." [Buhari]
"Allah’a ve ahirete inanan, komşusunu incitmesin!" [Buhari]
"Kötü komşu, gördüğü iyiliği gizler, kötülüğü de yayar." [Taberani]
"Komşunun köpeğini döven, sahibini incitmiş olur." [İ. Gazali]
"Kendisinin iyi mi, kötü mü olduğunu anlamak isteyen kimse, salih komşularının kendisi hakkında ne dediklerini öğrensin! "iyi" diyorlarsa, Allah indinde iyi olduğunu anlasın!" [İbni Mace]
"Cebrail aleyhisselam, komşu hakkının öneminden o kadar bahsetti ki, komşuyu komşuya mirasçı kılacak zannettim." [Buhari]
"Allah’a yemin ederim ki, bir kimse, kendisi için sevdiği şeyi, komşusu veya arkadaşı için sevmedikçe iman etmiş olmaz." [Müslim]
Komşunun hakkı nedir? 
Resulullah Efendimizin (s.a.v.) bunu detayıyla anlatan hadisleri vardır: "Ebû Zer! Çorba pişirdiğinde suyunu bol koy ve komşunu da gözet (Müslim, birr 142,143; Dârimî, at'ime 37 .) limler, bu hadisde fakire olduğu gibi, komşuyu düşünmekte cimriye de bir kolaylık sağlanmıştır, demişlerdir. Çünkü, yağını, etini bol kat değil de, suyunu bol kat denmiştir. (Kurtubî V/186) Yani yağından, etinden veremeyen cimriler de hiç olmazsa bolca koydukları suyundan versinler demektir. Aslında Resulullah Efendimiz komşuya çok basit şeylerin değil, vermeye değer şeylerin verilmesini tenbihlemiştir. (Müslim, birr 143) Ama alan açısından da "bir koyun bacağı bile olsa küçümsemeyin" (Buhârî, hibe 1, edep 30; Müslim, zekât 91; Tirmizî, velâ 6) buyurmuştur.
Ma’ün hakkı nedir?
Komşunun çok önemli haklarından biri de, "kevser" sûresinden önceki sûreye ad olan "Mâ'ün" hakkıdır. "Mâ'ûnu tefsirciler çok olmasa da farklı kapsamda açıklamalarına rağmen, hemen hemen birleşilen anlam: Evlerin günlük ihtiyaçlarında kullanılan iğneden baltaya kadar her türlü araç ve gereçlerdir. Bazılarına göre binek bile "Mâ'ûn" kapsamına girer. Allah (c.c.) "Mâ'ûn"u vermeyenleri lânetlediğine göre, komşunun geçici olarak istediği bu tür gereçleri vermemek de yasaklanmıştır.
Komşu ile konuşmamak olur mu?
resulullah Efendimiz: "Müslümanın kardeşiyle üç günden fazla konuşmaması helâl değildir" (Buhârî edep 57, 62, isti'zân 9; Müslim, birr, 23, 25, 26; Eb0 Dâvûd, edep 47; Tirmizî, birr 21, 24), buyurduğundan, Müslüman komşu, üç günden çok dargın terkedilmez. Ancak dîne ve ırza karşı kötü bir tavrı var ve sözle de bunu terketmiyorsa, kendisiyle konuşmamak da onu sıkıyor, yalnızlığa itiyor ve hatâsından caydırıcı bir özellik taşıyorsa, konuşmamakla ta'zir edilebilir. Bunu özellikle birçok kişinin yapması da etkili olur. Saadet asrından da Tebük seferinden geri kalan Kâ'b b. Malik'e bu tür bir boykot uygulanmış ve iyi sonuç âlınmıştır. (Aynî XXI/44; Ayrıca Kur'ân-ı Kerîm, Tevbe 9/120 âyetinin tefsirleri ) Aksi halde konuşmamak câiz görülemez.
Resulullah Efendimizin başka bir hadisleri komşuluk hukukunu oldukça geniş anlatır."Borç istediğinde verirsin, yardım istediğinde yardım edersin, muhtaç ise verirsin, hasta ise ziyaret edersin, ölürse cenazesine gidersin, bir nimete kavuşursa sevinirsin ve onu kutlarsın, bir musîbete uğrarsa üzülürsün ve ona taziyet edersin, tencerenin kokusuyla onu rahatsız etmezsin, ona pişirdiğinden verirsin, binanın üzerine çıkmazsın, onun izni olmadan ferahlatıcı rüzgârını kesmezsin, meyva aldığında ona da hediye edersin, hiç olmazsa evine getirirsin; çocuğun onun çocuğunun gıpta edeceği bir şeyle çıkmâz. Ne dediğimi anlıyor musunuz? Komşunun hakkını ancak Allah'ın çok az şanslı kulu gözetebilir." Bir defasında Efendimiz Aişe annemize hitaben: "kurban etini dağıtmaya önce komşumuz yahudiden başla" buyurmuşlardır. (Kurtubî V/188)

Hiç yorum yok: